Home Stratejik Analiz Ermeni sorunu ve Almanya.
Ermeni sorunu ve Almanya.
Konsolide Denemeler Haziran 10, 2016 2
Merhaba.
ALMAN MECLİSİNİN KARARINI NASIL OKUMALI?
2 Haziran’da Alman
Meclisi Ermenilerle ilgili bilinen kararı aldı. Karar pek çok açıdan ele
alınabilir, ancak en anlamlı değerlendirme, bu kararın hangi süreçleri tetikleyeceği ile ilgili olacaktır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Perinçek
Kararı’na, karşı taraf, bahis konusu olabilecek en güçlü silahı devreye sokarak
cevap verdi. Elbette bu sadece Ermenilerin başarısı değil. Türkiye’ye ceza
kesmenin bir yolu olarak da Ermeni tezlerinin kullanıldığını biliyoruz. Son
gelişmeyle Almanya Türkiye’nin cezalandırılmasında liderliği ele aldı. Olaylara
tarihi yakınlığıyla özel bir konumda olan bu ülke, aynı zamanda dünyanın en
itibarlı ülkelerinden biri olarak, kendi adına bir “suç ikrarında” bulunuyor. Yahudi meselesinde olduğu gibi, bu suçtan dolayı da kesilecek cezaya razı, ödemeye
de muktedir. Bu durum olaya bambaşka bir boyut kazandırıyor.
Karara tek ‘hayır’
oyu veren meclis üyesi Bettina Kudla’nın
başta gelen ve nedense bizim medyamız tarafından öne çıkartılmayan ret
gerekçesi, meselenin parasal boyutuyla ilgili. Şöyle diyor Frau Kudla; “Bu kararla söz konusu olabilecek politik
ve finansal sonuçlar kolay hesap edilemez.
Ermenilerin tazminat talepleri hemen devreye girebilecektir..” Frau
Kudla, ikinci dünya savaşında yol açtıkları zararlar nedeniyle şimdiye kadar
ödedikleri yaklaşık 73 milyar Euro’ya, bir de birinci dünya savaşından ekstra
bir ekleme olmasını istemiyor, ki birinci dünya savaşı tazminatları ancak son
birkaç yıl önce bitmişti.
Almanya çok çok deneyimli olduğu bir alanda hiç
işin bu boyutunu unutur mu? Tabi ki unutmadı. Bu konuya ayrıca geleceğiz.. Sadece
kararda açık seçik şekilde tazminat konusunun beyan edilmediğini belirtelim.
Karar oldukça uzun tutulan iki madde halinde yazılmış.. Birinci madde de olayın açıklanması, anma ve sorumluluk
konuları var. İkinci maddede ise çok ayrıntılı olarak - Ermeni tezlerinin Türklerin
kafasına iyice çakılması- amacıyla Türkiye’de yapılacağı aşikar kültürel faaliyetlerden,
Tükçesi ‘Türklerin Vatan Hainliği’ çalışmalarından bahsediliyor. Güya, Türkiye
ve Ermenistan ilişkilerinin geliştirilmesi, barışma ve affetme amaçlı teşvikler
uygulamaya sokulacakmış. Kararın son cümlesinde, daha evvel ayrıntılı olarak
yazılmış olmasına rağmen, “finansal olanaklar..” sözcüğü geçirtilerek tekraren
kültürel teşviklerden söz ediliyor. Kıyısından da olsa bir para lafı var yani.
Aslında kararın böyle yazılması olağan, çünkü parayı Ermenilerin talep etmesi
lazım..
Neden şimdi?,
Doğu Perinçek’in arkadaşlarıyla AİHM’de elde
ettiği sonuç, adeta “Yüzüklerin Efendisi” filminde belalı yüzüğün volkanın
kaynayan lavlarının içine atılması kadar etkili, büyük ve onurlu bir kazanım
oldu. Uluslararası meselelerde hep haksız konumda tutulan Türkiye ilk defa
kazanıyordu. Şer güçlerin derhal daha
belalı bir yüzük döverek Türklerin bu zaferinin karşısına çıkarması gerekirdi.
Öyle bir şey yapılmalıydı ki, mesele hukuk zemininden de çıksın, arzu edilen
netice, gücün tesiriyle kotarılsın.. Halihazırdaki “Ork”laştırılmış Türkleri de
hatırlamak lazım..
Neden Almanya?
Maalesef
Almanya’da uzun yıllar boyunca Türk düşmanlığının birikim yaptığını kabul etmek
gerekiyor. Onların algılaması doğrultusunda, Alman yaşam tarzına uyumsuz kara
kafalıların, global tehdit unsuru damgası vurulan dinleriyle ülkelerinin her
yerinde kök salması derin bir huzursuzluk kaynağı. “Kalkınmanıza yardım ettik!..”
söylemi de çoktan usanç vermiş durumda. Diğer yandan yüksek işsizlik oranları
ve giderek artan sosyal yardım talepleri ile Türklerin Almanya’ya ekonomik açıdan
yarardan çok zarar verdiğini de düşünüyorlar. Neredeyse her gün Türklerin Almanya’da
ve Avrupa’da istenmediğini belgelemeye çalışan anketler yaparak bu olguları
daha da göze batar hale getirmek istiyorlar. Almanya’da artık hiçbir siyasi
parti Türklerin yanında olamaz. Kaybedeceği oy sayısı Türk kökenli seçmenlerden
alacaklarından fazla olacaktır. Bu durumda traji komik olan şey de; bizim
politikacılarımızın iki de bir, onları bizim aleyhimize aldıkları kararlardan
dolayı eleştirmesidir. Onların amacı zaten senin canını yakmak!. Doğru konuma
getirmek, sadece ve sadece gelişmelerin onlara vereceği zararlar hakkında ikna
edici olgular yaratmaktır.. Maalesef olaya hak ve hukuk açısından bakılmıyor..
Önümüzdeki
günlerde göreceğimiz şey şu: Ermeniler kendini suçlu ilan eden Almanya’dan
talep edecekleri tazminatı belirleyecekler ve aşağı yukarı tamamını alacaklar. Frau
Kudla öyle düşünmüyor ama, Avrupa’nın patronu Almanya için bu bir sorun değil.
Şu kadarını söyleyelim, Almanya adeta Euro
saçacak yer arıyor(bunun nedenini tartışmak bizi konudan uzaklaştıracak, çok
özet olarak belirtebiliriz ki ne kadar çok Euro dolaşımda olursa Almanların
ekonomik hegemonyası o kadar genişlemekte..). Bu arada Yunanistan da fırsattan
istifade bir şeyler kopartabilir. Çünkü Yunanistan, 2.dünya savaşının ardından
yaklaşık 14 milyar Euro talep etmiş ama ancak 115 milyon D-Mark
kopartabilmişti. Bu konular zengin Almanya’da genelde önemli bir problem olarak
karşılanmıyor. Durup durup İsrail’e ilave ödemeler çıkartıyorlar. Bireysel
müracaatları da hemen incelemeye alıyorlar. Hatta bir çok dolandırıcılık
vakaları da oluyor. Alman Dışişleri verilerine göre Nazi suçları için 2015 sonu
itibariyle toplam 72.8 milyar Euro ödemişler, 2016’ya düşen pay 701 milyon
Euro. Kısacası Ermenistan için çoktan hazırlar..)
Böylece, Türkiye’den parasal tazminat için pratikte bir karine de yaratılmış
olacak.. Türkiye için akıldan
geçirilen rakamlar Almanya’nın epey fevkinde olacaktır. Elbette Türkiye bunu
hiçbir zaman kabul etmeyecek ve ödemeyecek, ama
Rating kuruluşları bu tutarı
değerlendirmelerinde kuşkusuz ülke borcuna ekleyecek. İlk sonuç: Türkiye’nin risk piriminin yükselmesi..
Türkiye’nin faiz yoluyla biraz daha fazla sömürülmesi.
Konu elbette çok
boyutlu.. Daha bir çok ciddi sorun var; Toprak talebi! Büyük Kürdistan’ın
kurulması da Ermenistan Projesinin bir parçası.. Kafalarındaki, önce Kürdistan
kurulması.. Sonra oradan Ermenistan’a toprak ciro edilmesi..
Şunu bilelim ki
dünyada hiçbir karar geçmişi etkilesin diye alınmaz. Anma, barışma, affetme…
Bunlar Ermeni meselesinde maalesef işin Türkleri ketenpereye getirme boyutu. Türkiye’yi
bir boşa ya da zora getirip kabullenme moduna bir sokabilseler! Görün o zaman
Pandoranın kutusundan fırlayacak kötülükleri.. Biz birici dünya savaşındaki
kayıplar nedeniyle üzüntümüzü resmi olarak bildirmedik mi?
Olay iki taraflı olduğu halde neden karşı
taraf hiç Türk kayıplarından bahsetmez. Daha da can alıcı olarak, bir
hesaplaşma yapılacaksa neden yüzyıl öncesine gidiliyor, neden bugünden geriye
doğru gitmiyoruz? Bu daha mantıklı ve daha vicdanlı olmaz mı? Haa, bir de nereye kadar yol alacağız
tarihte? Neden 1915’te duracağız? Bu absürt bir konu vesselam.. Mesele şu; Kurt
kuzuyu yemek istiyor.
Bu arada Şu bilgileri vermek istiyorum.
Bu arada Şu bilgileri vermek istiyorum.
Osmanlı döneminde Ermeniler'in ilk defa patrikhaneleri oldu. Osmanlı'nın bankerleri, tefecileri, sanayicileride Ermeniydi. Askerlikte yapmazlardı. Kendi okullarında öğrenim görürlerdi. O okullarda Türk düşmanlığınıda aşılıyorlardı.Üstü kapalı bir özerklikleri vardı. Oysa Rusya Ermenileri askerlik yaptıkları gibi sınıf atlamalarıda bahis konusu değildi. Osmanlı döneminde 22 bakanlık, 33 milletvekilliği, 7 büyükelçilik, 29 paşalık, 11 başkonsolosluk gibi üst düzey kamu yöneticilikleri yaptılar. Bu konuda yüzlerce örnek verilebilir. Bu kıyakların arka arkası kesilmemiştir. Olan biten aşağıdaki linkte.
Paylaş :
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Ermeni sorununa karşı Türkiye nin yaptığı hiçbir etkinliği yok
YanıtlaSilNe yazıkki kurumlaşmış bir hareketin varolduğu söylenemez.
YanıtlaSil